22 Mart 2013

ÖLÜ ERKEK KUŞLAR

İnci Aral'ı daha önce Mor'da okumuş ve beğenmemiştim. Bir daha da hep uzak durmuştum kendisinden. Belki yanlış kitaptı, belki yanlış zamandı, bilmiyorum ama Ölü Erkek Kuşlar gayet güzel geldi bana. Mor'u tekrar okumayı düşünüyorum bir süre sonra. Yine sevemezsem fırsat buldukça İ.Aral'ın başka kitaplarını deneyeceğim...

Tavsiyemdir :O).

19 Mart 2013

MUTLU OLMAK İSTEYEN ADAM

Gounelle'in ilk okuduğum kitabı Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer'di. Açıkçası onu daha çok sevmiştim. Daha özgün gelmişti bana. Bunu biraz daha kısa kesilmiş, daha yüzeysel buldum. Ama ileride tekrar okumak isterim. İlk okuyuşumla değerlendirmek de istemiyorum.

Tavsiyemdir, Gounelle okuyacaksanız ilk önce Mutlu Olmak İsteyen Adam'ı, Sonra Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer'i okuyun. Kitaplar arasında konusal olarak hiç bir bağlantı yok. Biri, bir diğerinin devamı olduğu için değil. Yazarla ilgili beklentileriniz açısından söylüyorum bunu.

RÜZGARLA GELEN

Son okuduğum kitap. Süper diyemem. Kötü de diyemem. Biraz karamsarlığa sevketse de ortalarında, sonu olumsuz bir olayla da bitse, tatlıya bağlanan şeyler de yok değil. Çok nötr kaldım bu kitap konusunda...

Tavsiyemdir diyemeyeceğim ama okumakla da bir şey kaybetmeyeceğiniz, belki bana fazla bir şey vermeyen ama sizi daha çok saracak bir kitaptır...

2 Mart 2013

ÇALIKUŞU




Çalıkuşu'ndan bahsedeceksem eğer, sözü kısa kesemeyeceğimi fark ettim. Reşat Nuri Güntekin, 1922'de yazmış Çalıkuşu'nu. Benim ilk okuyuşum, on bir yaşındayken, babamın bana yılbaşı hediyesi olarak kitabı almasıyla oldu. O zamandan bu zamana defalarca okudum. Her seferinde ayrı bir sevdim. Benim kitabım da bire bir fotoğrafını koyduğum basım. Ama fotoğrafı internetten aldım aslında. Benimki de elimde okuna okuna yıprandı. Kitabın dili de hayli eski. Belki yeni basımlarda sadeleştirmeye gidilmiştir. Yine de elimdeki kitabı hiç bir şeye değişmem. Her şeyden önce, ilk sayfasında babamın bana ithafı ve imzası var. 

Geçen gün, kütüphanemin karşısına geçmiş, bir yandan kitaplara göz gezdirip bir yandan ne okusam diye düşünürken, gözüme takıldı ve hemen Çalıkuşu'na başladım. Bitireli neredeyse bir hafta olmasına rağmen de hala etkisinden kurtulamadım.


Çocukluğumdan bir de Aydan Şener'in oynadığı haliyle Çalıkuşu'nu hatırlıyorum. 1960'larda Türkan Şoray'ın oynadığı bir siyah beyaz film de var. Onu internetten buldum izledim. Ama Aydan Şener'li versiyonu çocukluğumdan hatırlıyorum. İlk gösterilişi '86 yılındaymış. Ben o zaman altı yaşında olduğuma göre, ilk gösterimi değildir büyük ihtimalle hatırladığım. Tekrar gösterimlerden yakalayıp izlediğim bir kaç bölümdür. 



 Hayatımın son döneminde Çalıkuşu dersem bir de Çanakkale'yi anmam gerekir. Yukarıdaki fotoğraf, Reşat Nuri Güntekin'in bir dönem yaşadığı, Çalıkuşu'nun da bir kısmını yazdığı ev. Bu biraz eski  hali. Biz taşınmadan önce ev restore edilmişti. Kamu binası olarak hizmet veriyordu. Tam bizim evin yolu üzerinde olduğundan Çanakkale'de yaşadığım süre boyunca neredeyse her gün, kimi zaman günde bir kaç defa önünden geçtim. Kocam bana Reşat Nuri Güntekin'in evi olduğunu söyleyene kadar, eski bir ev olarak   dikkatimi çekiyordu. Öğrendikten sonra da ayrı bir sevgi besledim. 

Çalıkuşu 'nun hikayesini bildiğinizi düşünseniz de, sağda solda bölük pörçük rastlamış olsanız da, kitabını da mutlaka okumanız gerektiğini düşünüyorum. Çalıkuşu, pek tabi ki, mutlaka tavsiyemdir. Şimdiye kadar okumadıysanız, bir an önce okuyunuz...

BİR ALIŞVERİŞKOLİĞİN İTİRAFLARI

Bir gece  ödünç aldım gece mesaisi bitiminde. Ertesi öğlene okumuş, teslim etmiştim. Güzeldi. Filmi de varmış. Bir sonraki gün de, işe gitmeden ütü yaparken izledim filmi. Kitaptan haberim olmasaydı, filmi hoşuma giderdi belki ama kitabın üzerine filmi hiç beğenmedim.

Kitap tavsiyemdir... Filmi izlemeseniz de olur:O)...